Şâh’a kalkmıyorsa pâdişah at’ı
Hem nalına hem de mıhına vurun
Dürtüyle kamçıyla koşmayan at’ı
Mezbaha’ya doğru, dörtnala vurun
Namlunun ucunda teklerse kurşun
Dengesiz atıp’da tutana vurun
Dâvâsında yoksa kurbanlık koyun
Hem satana hem de yatana vurun
Saparsa yolundan, gönül verdiğin
Tereddüt etmeden tekmeyi vurun
Kancıklık ederse adam bildiğin
Hem soyuna hem de sopuna vurun
Zulme rıza zulüm, yoktur ötesi
Zâlime çanağı tutana vurun
Uşaklık ederse it’in kölesi
Yataklık, yaltaklık yapana vurun
Meydana çıkıpta kükreyemeyen
Çakallardan kaçan Arslana vurun
Dev olup fareyi ürkütemeyen
Cüce’yi dev yapan aynaya vurun
Manâsız kalırsa nâmus haysiyet
Üç kuruşa "Şeref" satana vurun
Ayaklar altında gezer şahsiyet
Özünü unutup, batana vurun
Kaçarsa komutan kızgın cepheden
Hainin, alnının çatına vurun
Ata’n da olsa o, ihânet eden
Dikilsede put’u, putuna vurun
Tav’a giren demir şekillenmezse
Hem en’ine hem de boy’una vurun
Edepsiz edeple edeplenmezse
Edepsizliğini yüzüne vurun
Uyduruktan ilâh, put’u helvadan
Hem yapana hem de tapana vurun
Boşunamı astı İbrahim Ata’n
Yüzyılın put’una baltayı vurun
Dökülen nâğmeler "barış" kokarsa
Hem tel’ine hem de saz’ına vurun
Ezilen ezene hesap sorarsa
İnsanlık adına , Selâm’a durun
M. Fatih
15.12.14
www.m-fatih.de